War grave şehitlik War Mücâdele etmek , Mücâdele , Savaş , Savaşmak , Uğraşma , Harp , Savaş ile ilgili Warble Nağme , ötmek , ötme , Ezgi , Sesini titretmek , şakımak , şakıma , Semerin yaptığı şişlik , şırıldama Warbler çalıbülbülü , ötleğen kuşu Ward off önlemek , Savuşturmak Ward Bölge , Kilit dili , Korumak , Hapishane , Gözetim , Koğuş , Vesayet altındaki çocuk , Vesayet Warden Müdür , Muhafız , Bekçi , Gardiyan , Gardiyan (brit.) , Hapishane müdürü (amer.) , Rektör (brit.) Warder Gardiyan , Gardiyan (brit.) , Bekçi (brit.) Wardrobe Dolap , Gardrop , Elbise dolabı , Giysiler Wardroom Subay salonu Wardship Vasilik Ware Eşya , Mal , Dikkat etmek , Porselen eşya Warehouse Ambar , Antrepo , Depo , Depolamak , Ardiye , Büyük mağaza , Toptan satış yeri Warfare Mücâdele , Savaş , Savaş durumu , Savaş hali , Harp Warhead Savaş başlığı Warhorse Savaş atı , Usta asker Wariness Uyanıklık , Ihtiyat Warlike Savaşçı , Askeri , Savaş ile ilgili Warlock Büyücü , Sihirbaz Warlord Diktatör Warm up Kışkırtmak , Kızışmak , ısınmak , Coşturmak , Heyecanlandırmak , ısıtmak Warm Hararetli , Canlı , Heyecanlı , ısınmak , ısınma , Samimi , Sıcacık , Sıcak , ısıtmak , ılık , Sıcak tutan Warm-blooded Enerjik Warmer ısıtıcı , Daha sıcak Warmhearted Sevgi dolu , Cana yakın , Iyi kâlpli Warm-hearted Cana yakın , Iyi kâlpli Warming Dayak atma , ısınma , ısıtan Warmish ılık Warmonger Savaş kışkırtıcısı Warmth Heyecan , ısı , Içtenlik , Hararet , Sıcaklık Warn from Menetmek Warn Haber vermek , Tembih etmek , Uyarmak , Ihtar etmek , öğütlemek , Ikaz etmek , Ihbar etmek Warning light Uyarı ışığı Warning öğüt , Tembih , Uyarı , Ihtar , Uyarıcı , Nasihat , Ikaz , Uyarma , Ihbar , Ihtarname , Ibret Warp çarpıtmak , Saptırmak , Eğmek , Eğilmek , Sapma , Palamar , Eğrilik , çarpıklık , Yamultmak , Yanlış yorumlamak , Yamukluk , Yoldan sapmak , çarpılmak , Palamarı çekerek hareket etmek , Yamulmak Warpath Savaşa gitme (kızılderili) Warped çarpık , Eğri Warrant of attorney Vekâletname Warrant Yetki vermek , Izin vermek , Teminât , Garanti etmek , Temin etmek , Ruhsat vermek , Hak , Yetki belgesi , Yetki , Ruhsat , Mazur göstermek , Izin belgesi , Vekâletname , Garanti , Tayin emri Warrantably Uygun bir şekilde Warrantee Kefil olunan kimse Warranty Hak , Yetki , Kefalet , Haklı neden , Garanti Warren Kalabalık semt , Tavşanı bol olan yer Warring Muhalif , Savaşan Warrior Savaşçı , Asker Warship Savaş gemisi Wart şiş , Yumru , Siğil Wartime Savaş , Savaş zamanı Wary Tedbirli , Uyanık , Dikkatli , Ihtiyatlı